Yeşilyuva'da ayakkabıcılık Tarihi,
Ayakkabıcılığın dünden bu güne gelişimi , geldiği nokta nedir.?
Yeşilyuva' daki Ayakkabıcılar sitesi hakkında detay bilgiler,
Ayakkabıcılığa ilişkin fotoğraflar,
Üretilen ayakkabılar hakkında fotoğraflar,
Yeşilyuva' da ayakkabıcılığın güzel günlere gelmesi için görüş ve önerileriniz.
Ayakkabıcılık' hakkında her türlü bilgileri kısa süre sonra bu sayfamızda yer alacaktır.
Bu sayfanın oluşmasında , görüş, öneri, bilgi, belge , döküman, fotoğraf hakkında tüm hemşehrilerimizin katkılarını bekliyoruz.
Saygılarımla,
YEŞİLYUVADA AYAKKABI İMALATI YAPAN ESNAF HEMŞEHRİLERİMİZ..
~~/~~
Duyuru: Ayakkabıcı hemşehrilerimiz firmalarının adres ve faaliyet bilgilerini bu alanda yayınlatabilirler. E-Mail: yesilyuva@tr.com.tr
~~/~~
SOFREM - KÖMÜRCÜ KUNDURA
Adres: Ayakkabıcılar sitesi. E blok No: 49
Yeşilyuva Kasabası - Acıpayam/ DENİZLİ
Faaliyeti: Deri Erkek ayakkabı imalatı, Toptan ve parakende satış.
İrtibata geçilecek Yetkili: Ali Kömürcü
İş Tel: 0.258.514.12.67
Cep Tel: 0.542 582.83.27
Yeşilyuva Ayakkabı imalatından birkaç örnek model fotoğrafları.
Aşağıdaki Resimleri Büyük görmek için resmi tıklatınız.
Ayakkabı Üretiminde İhtisaslaşmış Köy
Yeşilyuva, adeta mikro kredi cenneti gibi. 6500 kişinin yaşadığı köy, sesiz sedasız, mikro bir başarı öyküsü yazmış durumda. Burada yılda yaklaşık 3 milyon çift ayakkabı üretiliyor ve bunların 36 bini ihraç ediliyor.
Denizli’deki Elma Dağı etekleri ile Honaz Dağı arasında kurulu bir yerleşim yeri Yeşilyuva. 6 bin 500 nüfuslu bu küçük kasabada kadınlar dantel yerine ayakkabının ön yüzü anlamına gelen saya işliyor, erkekler de evlerinin altlarındaki atölyelerde ayakkabı imal ediyor. Acıpayam İlçesi’ne bağlı olan Yeşilyuva’ da yaşayanların yüzde 95’i geçimini ayakkabı imalatından sağlıyor. Hemen her evin küçük bir imalathanesi bulunuyor. Ayakkabıcılar Köyü’nde üretilen ayakkabılar sadece Türkiye’nin değil dünyanın 4 bir yanına satılıyor. Üretim kapasitesi 2 milyon 720 bin olan kasabadan yılda 36 bin çift ayakkabı üretiliyor. Ürünlerinin yüzde 60’ını Marmara ve Ege Bölgeleri’ndeki firmalara satan Yeşilyuva’ lıların Almanya, Hollanda, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerde müşterileri bulunuyor.
Kurtuluş Savaşı döneminde beldede yaşayanların askerlere çarık yaptıklarını anlatan Yeşilyuva Belediye Başkanı Ahmet Bakırtaş kamyon lastiklerini taban olarak kullanıldığı kösele tipi ayakkabıların da ilk kez burada üretildiğini söylüyor.
Atölyelerden Sanayi Sitesine
Yeşilyuva’ nın eski ismi Kayser olduğu için burada üretilen ayakkabılar Kayser ayakkabısı olarak anılıyor. Kasabada bu işle uğraşan 1500 işletme buluyor. Başkan Bakırtaş, günlük erkek ayakkabısı üretiminin talep olduğunda 20-25 bin çifti, talep olmadığında da 10-12 bin çifti bulunduğunu dile getiriyor. Ancak kasabalı üreticiler teknolojik gelişmelere ayak uydurmayıp, çağın gerisinde kalınca günlük üretim miktarı 24 binden 12 bin çifte gerilemiş. Ayakkabı üretiminin tekrar canlılık kazanması da Yeşilyuva Ayakkabıcılar küçük sanayi sitesinin faaliyete geçmesi sayesinde olmuş. Site kurulmadan önce aileler evlerinin altlarındaki dar ve sağlıksız ortamlarda ayakkabı imal ediyorlarmış. Bu durumun üretimin azalmasına, işçiliğin kalitesinin düşmesine ve sağlık sorunlarının artmasına yol açması farklı adımların atılmasını zorunluluk haline getirmiş. Kasabanın önde gelen esnaflarının 1986 yılında ‘ayakkabıcılığın sağlıklı koşularda, standartlara uygun üretim alanlarında yapılması’ fikrini ortaya atması üzerine ayakkabıcılar sitesi inşa edilmiş. 40 bin metrekare olan alan üzerine kurulu olan sitede yaklaşık 400 kişi çalışıyor. Site çalışanlar ve aileleriyle birlikte en az 2000 kişinin ekmek kapısı.
Kasabanın İlk Kadın Üreticisi
Yeşilyuva Kasabası’nda kişi başına sağlanan aylık gelir 1000 – 2000 lirayı buluyor. Erkek egemen bu sektörde köy kadınları da aktif olarak çalışıyor. Kasabadaki ilk kadın üretici Şükran Kepe. 1991 yılında bir atölyede ayakkabı dikmeye başlayan Kepe, ilk yıllar zorlanmış zorlanmasına ama yakaladığı başarı sayesinde yaşadığı bütün sıkıntıları unutmuş.
Şükran Kepe, isteklerini yapmaya, istediği şeyleri almaya başladıkça etrafındaki kadınları da heveslendirmiş. Bunun üzerine 4 tane makine alıp evinin altını atölyeye çevirmiş. İşini genişlettikçe halkın da desteği artmış. Türkiye’nin kösele ihtiyacının yüzde 80’ini karşılayan Yeşil yuva’da ayakkabıcılığın yanı sıra semercilik ve saraçlık meslekleri de yaygın olarak yapılıyor.
Kaynak: Turkishtime Dergisi
AYAKKABININ TARİHÇESİ
Türklerde ayakkabı
Orta Asya'da Türkler deriden ve yünden giyim eşyaları yapmakta ustaydılar. Çizme ve çarık en yaygın ayakkabı türüydü. Deri çizmenin yanı sıra, yaygın olarak yünden keçe çizme de yapılıyordu. Hükümdarlar kırmızı renkli çizmeler giyiyorlardı. Çizme ata binenler için çok elverişliydi.
.
Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde ordunun, yönetici sınıfların ve kentli halkın gereksinimlerini karşılamak üzere zamanla ayakkabı çeşitleri çoğaldı ve ayakkabıcılık çok gelişti. Diğer zanaatçıların olduğu gibi ayakkabıcıların da bir örgütü vardı. Üretilen ayakkabıların niteliğini lonca denetlerdi. Ayakkabı satıcıları için kullanılan kavaf sözcüğü, giderek yapımcıları da kapsadı. Kavaflar da çizmeci, yemenici, nalıncı, terlikçi ve pabuççu gibi adlar alırlardı.
.
Osmanlı toplumunda ayakkabı, giyenlerin toplumsal konumuna ve mesleğine göre çeşitlilik gösterirdi. Ev içinde yüzleri atlas ve kadife gibi kumaşlardan yapılmış, üzerleri sırmayla işlenmiş hafif ayakkabı ve terlikler giyilirdi. Dışarıda giyilen deri ayakkabı ve çizmelere de süslenirdi. Topkapı Sarayı Müzesi'nde, ince bir zevkle ve hünerle işlenmiş deri ayakkabı ve çizmeler sergilenmektedir.
.
Osmanlı dönemindeki ayakkabılar, yapıldıkları malzemeye, biçimlerine ve kullanıldıkları yere göre adlar alırdı. Başmak, cimcime, çapula, çizme, yarım çizme, çedik, çedik pabuç, edik, fotin, galoş, mest, kalçın, kundura, merkub, nalın, sandal, terlik, tomak, yemeni başlıca ayakkabı çeşitleriydi. Genellikle alçak ökçeli ya da ökçesiz, yumuşak deriden yapılan rahat ayakkabılar tercih edilirdi. Dışarıda giyilen ayakkabılardan bazıları mest-ayakkabı gibi iki parçadan oluşurdu. Ayağa giyilen mestin üzerine onu yağmur ve çamurdan korumak amacıyla, önceleri ayakkabı, sonraları da lastik giyildi. Şoson ya da galoş denen lastik ayakkabının içine geçirilerek giyilen mestler, özellikle namazlarını camilerde kılanlarca kullanılırdı.
.
16.-18. yüzyıllarda İstanbul, Edirne ve Bursa'da ayakkabıcılık çok gelişmişti. 19. yüzyıl sonlarına kadar Türkiye'de ayakkabı yapımı tümüyle el işçiliğine dayanıyordu. Beykoz'daki deri fabrikasına 1884'te ayakkabı yapım bölümü eklendi. 1933'te Sümerbank'a devredilen Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası makineli üretimin yapıldığı önemli bir yerdi. Günümüzde ayakkabı üretimi daha çok özel sektör tarafından gerçekleştirilmektedir.
.
Günümüzde ayakkabı
Günümüzde ayakkabılar neredeyse tamamen makinelerle yapılmaktadır. Bir işçi makineyle günde 40-50 çift üretebilir. Elle çalışan bir ayakkabıcı ise günde yaklaşık bir çift ayakkabı yapabilir.
.
Ayakkabı yapmak için, önce sol ve sağ ayak modelleri, sonra da bunların tahta kalıpları yapılır. Ayakkabı yapımı genellikle sekiz aşamada gerçekleşir. Hayvan derisi, kumaş ya da yapay deriden, ayakkabının sayası ve astarı uygun biçimde kesilir. Sayayı oluşturan parçalar ile astar birbirine dikilir. Ayrıca ayakkabının burnuna sertlik veren parça ile topuğa konulan yumuşak parça da dikilir. Bağcık delikleri bu aşamada açılır ve ayakkabının iç yüzeyine numara ve model kabartmaları yapılır. İç ve dış taban parçaları ile topuklar hazırlanır. Bunlar genellikle kösele, kauçuk, bunların bileşimi ya da öteki yapay malzemelerden yapılır. Topuklar tahta da olabilir. Parçaların eklenmesiyle oluşan saya, kalıbın üzerine gerilir; iç tabana dikilir ya da çivilerle tutturularak kalıplanır. Saya ve iç taban, kalıcı biçimini alıncaya kadar kalıpta tutulur. Tabanlama aşamasında dış taban sayayla birleştirilir. Bu işlem dikerek, yapıştırarak, çivileyerek ya da bunlardan birkaçı birden uygulanarak yapılabilir.
.
1953'te geliştirilen bir işlemle kauçuk, polivinil klorür (PVC) ve poliüretan tabanlar kalıp-baskı yöntemiyle biçimlendirilir ve ayakkabının üst bölümüne tek bir işlemde yapıştırılır. Topuklama aşamasında topuk ayakkabının tabanıyla birleştirilir ve son biçimini alır. Bitirme, cilalama, ayakkabıyı kalıptan çıkarma, topuk ve taban yastıklarının yerleştirilmesi işlemlerini içerir. En son biçimini verme sırasında bağcıklar, fiyonklar ve tokalar takılır.
Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi
UYGUN AYAKKABI SEÇİMİ
Ayaklarınız günlük etkinliklerinizde bile yeterince yük altına girmektedirler. Spor yaparken beden ağırlığınızın 3-4 katı fazlası ayaklarınıza yük olarak biner. Bu nedenle spor sırasındaki kullanacağınız en önemli giyim eşyası spor ayakkabınızdır. Seçeceğiniz ayakkabı ayağınıza iyi oturmalıdır. Ayağınızda bulunan 26 kemik ve bunlarla ilişkili eklem ve bağlar ayağınızda bir uzunlamasına, bir de enlemesine kemer (ark) oluştururlar. Ayakkabınız bu kemerleri iyi desteklemelidir.
Ayağınızda bir sorun ya da eski bir yaralanma varsa, hekiminize danışarak tabanlık ya da ortotik kullanılarak spora bağlı olası sorunlarınız engellenebilir. Ayakkabının tabanı spor sırasında maruz kalınan darbe ve basıncı emebilme özelliğine sahip olmalıdır. Diğer yandan dayanıklı da olmalıdır. Tabanda tırtıllar varsa, bunlar uzun olmamalıdır ve tüm ayakkabı tabanına yayılmalıdır. Ayakkabının ön ucu esnek ve yumuşak olmalıdır. Koşu sırasında ayak parmaklarının bükülmesine izin vermelidir.
Ayakkabının ucu en az 45 dereceye kadar bükülebilmelidir. Tabanın orta kısmı ise bükülmemelidir. Ayakkabının topuk kısmı ise yumuşak ve kalın olmalıdır ve darbeleri rahatça emebilmelidir; ayrıca ayak tabanını iyice sarıp hareketini engellemelidir. Böylece burkulmalar ve su toplanması engellenmiş olur. Topuktan yukarıya doğru aşil kirişini koruyucu bir yastıkcık bulundurmalıdır. İç tabanı arkları desteklemelidir ve taban özellikle parmakların bulunduğu uç kısmında yukarıya doğru kalkıp, ayak parmaklarını yandan sarmalıdır. Böylece nasır ve diğer parmak zedelenmeleri engellenmiş olur. Ayakkabının sayası hareketli ve sağlam olmalıdır. Ayağınızın solumasına izin vermelidir. Ayağı iyi sarıp, burkulmasına izin vermemelidir. Bazı spor türlerinde (örn. Basketbolda) ayak bileğini de kapsaması arzu edilir. Ayakkabının dili ve kenarları yumuşak kavçuklu olmalıdır. Bağcıkların ayak bileği hareketini fazla engellemeden, mümkün olduğunca yukarıda bağlanması arzu edilir.
En uygun ayakkabı ayağı sıkmadan, sıkı biçimde ayağa oturanıdır. Ancak ayak parmaklarınıza da yeterince hareket olanağı sağlamalıdır. Birinci ayak parmağı ile ayakkabı ucu arasında 1 cm'lik boşluk olmalıdır. Ayakkabılarınızı uzun ömürlü olmaları için çorap ve ayakkabılarınızı sıkça değiştirmelisiniz, ayakkabılılarınızı temiz tutup, dinlendirmelisiniz; onları kalıba almalı ve doğal koşullarda kurumalarına izin vermelisiniz (güneşte ya da ocağın karşısında kurutmayın çünkü derinin setleşmesine neden olur). Ayakkabının iç tabanı erkenden yıpranacağı için, onu değiştirmenizde yarar vardır.
Ayakkabı alırken, sporda giyeceğiniz çoraplarla ve öğleden sonra deneme yapın. Hatta mağazanın içinde yürüyerek ya da koşarak ayakkabının uygunluğuna bakın. Yapacağınız spor türüne uygun ayakkabılar bulunur. Örneğin koşacaksınız topuk tabanı kuvvetli, tenis oynayacaksanız yanları destekli, yürüyecekseniz tabanı sert, iç tabanı yumuşsak ve katı topuk desteği olan bir ayakkabı önerilir Size. Düzenli spor yaptığınız durumda, ayakkabınız 6-9 ayda aşınacaktır. Bunun için aşınmalara dikkat edin, çünkü bunlar yaralanmalara ve ağrılara neden olabilirler. Ortalama 750-800 km'lik bir koşu mesafesinden sonra aşınmalar had safhaya ulaşır.